Wednesday, December 23, 2015

Tatlı Kız ve Gizemli Adam

Doğduğundan beri herkes ona tatlı kız demeye başladı. Nedeni bilinmez ama onu herkes tatlı kız olarak çağırıyordu. Örneğin mahallede ve akrabalıklarda ismi tatlı kız olmuştu. Doğrusu kendisi de yakıştırıyordu o takma ismi. Hayatında hep çalışkan olmuş aile ve arkadaşlık bağlarını hiç koparmamıştı. Annesi hemşire, babası müze çalışanı olan tatlı kız hep bu konulara meraklıydı. Hayvanları sever fakat eve alınmazdı. Tatlı kızın bu sade hayatı onu bazen eğlendiriyor bazen üzüyor bazen de ilginç duygulara sebeb oluyordu. 

Neyse 2004 yılının şubat ayında doğan,sarı bir apartmanda oturan meraklı kız henüz 4 yaşına geldiğinde babasıyla ılık bir sonbahar sabahı yürüyüşe çıktı. Tatlı şeyleri çok seven tatlı kız babasının ona elma şekeri almasını iştahla izliyordu. Derken tuhaf bir rüzgar esintisi oldu bir an, ardından tuhaf bir adam gördü. Lacivert keçe şapkası, eski yırtık pırtık ayakkabıları, bol bir kazak ve büyük gri gözleriyle dikkat çekiyordu. Bir an tatlı kıza baktı tatlı kızda ona, aradan soğuk bir rüzgar esti ve garip bi his oluştu herkesin içinde. Tatlı kız elma şekerini aldığı gibi hızlı hızlı yürümeye başladı. Bir yetişkin havası vardı minik kızda babası: "Parkta durmak istemez misin?" diye sordu. Tatlı kız bir an düşündü, daha sonra elma şekerini yalaya yalaya gemi parkına gitmek istiyorum dedi garip bir ses tonuyla. Sonra yürümeye devam ettiler.

Biraz zaman geçtikten sonra eve döndüler tatlı kız küçük ama çok eşyalı odasına geçti,yatağına uzanıp biraz dinlendi. Boş zamanlarında hayal kurmayı çok severdi, aklından pek çok şey geçti. Sonra pencereden baktı ve parkta gördüğü adamın aşağıda olduğunu gördü, perdesini kapadı, bu adam sıradan biri miydi yoksa olağanüstü biri miydi? Aslında Tatlı Kız bu adamla konuşmamış değişik bir şey olmamıştı ama o garip biri olduğunun farkına varmıştı, 

Bir dedektif gibi giyinip eline annesinin verdiği süslü anahtarı aldı, kendine güzel bir oyun yapmıştı ama aşağıdaki adamla da konuşmak istiyordu, sessizce ve hızlıca merdivenlerden indi ama aşağıda adamı göremedi. Baştan beri hayal gördüğünü zanetti, sonra unutup dedektiflik oynunu oynamaya başladı. Çok eğleniyordu, sarı sitelerin duvarlarının arkasında saklanıp etraftaki taş çimen gibi şeyleri ipucu yaptı ve akşama kadar oynadı. Yorgun bedenini yatağa atmak için sabırsızca yukarı çıkmak üzere iken o adamı kapının ilerisinde gördü. Hem şaşırdı hem de korktu, napacağını bilemedi. "Merhaba" dedi titreyerek, adam da gözlerini daha da açıp ona elleriyle hareketler yaptı. Garip olan bunları yaparken simli parlak ışıltılar çıktı avuçlarından. Tatlı kız şaşkınlıkla eve döndü rüyasında büyük bir ormanda o adamla konuştuklarını gördü. 

Yıllar geçti tatlı kız 10 yaşına bastı. Bir Sabah odasından günlüğünü buldu hayallerinden düşüncelerine hissettiklerinden olanlara herşeyi yazmayı severdi ve bu günlüğe yazardı. Yazdıktan sonra okula geciktiğini hatırladı, hızlıca dağınık dolabından siyah botlarını yağmurluğunu ve kıyafetlerini aldı kahvaltı yerken okul yolunda zıplayacağı su birinkintilerini düşündü. Sonrada arkadaşlarını. Hızla çıktı zıplaya zıplaya, hafif yağmuru izleyerek okula gitti, Okul çıkışında yerde eski bir harita gördü kendisini bir avcıya benzetti haritanın üstünde gördüğü çarpı işaretini bulmaya gitmek istedi ve annesinden izin aldı kısaca ne yapacağını anlatarak.

Yaklaşık 500 metre sonra bir bankın üzerine oturdu yağmur hala dinmemişti sonra haritaya baktı on adım sonra çarpıya ulaşacağını farketti, dikkatlice on adım gitti sonra bir yaprak yığıntısı çıktı karşısına yaprakları savurdu fakat küçük bir not kağıdından başka bir şey bulamadı. Kağıtta ise bazı öğütler yazıyordu yalnızca, kız kağıdı okuyup attı. Meraklı bir kız olduğu için böyle tesadüfen olabilecek şeylere de zamanını harcardı. Neyse sonra eve döndü yorgun hissediyordu, daha küçüktü fazla derin şeyler düşünmedi anlayamadı, odasındaki yaprakları buruşuk bir kitapı aldı onu okuyarak uyuyana kadar zaman geçirdi. 

Sabah kalktığında kendini hala yorgun hissediyordu, okulu için hazırlandı, okula gitmek istemedi ama sınav günüydü. Çocuksu enerjisi hala içindeydi, heyecanı yine arttı sınavı hatırlayınca, sonra okula gitti normal bir gün geçirdi ama o öğüt yazan kağıdı okul kapısında buldu. Rüzgardan estiğini düşündü ama öğütleri de çok anlamlıydı kağıdı katlayıp cebine koydu ve evin yolunu tuttu. Evde annesinin hazırladığı bulgur pilavını yerken okulda sınavını anlattı, daha sonra annesinin ısrarlarıyla odasını toplamaya gitti. Üstünü değiştirirken cebindeki kağıdı hatırladı açıp tekrar tekrar okudu daha sonra çöpe attı.

Ödevlerini yaparken canı sıkıldı ve bir yürüyüşe çıkmak istedi annesi izin verince günlüğünü alıp yaprakları ezip sesini dinleye dinleye yol sürdürdü, bir piknik alanındaki banka oturdu ve günlüğünü yazmaya başladı. İnsanların ve doğanın sesini dinlerken yazmaya ara verdiğinde yastlanıp karşısına baktı ve o garip adamı gördü, kuru büyük dudakları atkıya sarılıydı. Birşey diyordu, "gel, gel" diyordu evet. Tatlı kız yanaştı ama gelemedi. Adam usulca garip sesiyle "sen teksin ve büyümeden...olmalı". Tatlı kız hiçbirşey anlamamıştı. "Nasıl yani?" diye sordu. "Çocukluğunu düşün!" dedi adam. Tatlı kız "neden?" dedi ve daha sonra sevinçle geçirdiği anıları düşündü. 
Hayatının başladığından beri hoşgörülü güler yüzlüydü. Şimdi sanki onu kaybetmişti, sessiz ve içine kapanıktı Ama hala çocuktu biraz anlamaya başladı adamın dediklerini adam birden ortadan kayboldu. Kızda evine gitti. Günler geçti kızın doğum günü geldi çattı Hic birşeyden habersiz okula gitti, annesi onu gelip erken aldı okuldan. Kız anlamadı ama annesi o gittikleri piknik alanına götürdü tatlı kızı ve tatlı kız çok şaşırdı. Her yer süslenmişti ve pastası kocamandı bazı arkadaşları oradaydı hemen mumları üfledi arkadaşları ve ailesi
"iyi ki doğdun Elvan!" diye şarkı söylediler. Tatlı kız bir an garip oldu, ne zamandan beri bu isimle kimse ona hitap etmiyordu. O da biraz şaşırmıştı. Daha sonra doğum gününü kutlamaya başladılar ve tatlı kız yani Elvan arkadaşlarıyla akşama kadar koşup eğlendi annesi ve babası hediyelerini verdi tatlı kız çok sevindi. 

Artık 11 yaşındaydı. Bütün bir gün sonra eve döndüler tatlı kız doğum günü olduğunu tamamen unutmuştu. Onun için bu çok iyi olmuştu. Tatlı kız annesine "çok teşşekkürler anneciğim, bu beni çok sevindirdi" dedi ve odasına gitti. Yarın Cuma idi. Cumartesi günü elvan arkadaşlarıyla oynamayı planlamıştı onun için 2 arkadaşını eve çağırdı Cuma hemen bitiverdi Cumartesi saat12:00 da Elvan arkaşlarıyla buluştu. Onlar birbirinden güzel birbirinden eğlenceli oyunlar oynarken annesi onları yaptığı hindistan cevizli kekten ve limonatadan yemeleri için çağırdı. Herkes yedikten sonra "ellerine sağlık" diyip kalktı ve oyunlarına devam ettiler. Tatlı kız çok eğlenmişti sade bir Cumartesinde babası ile dışarıda kahvaltı ederdi daha sonra eve gelip kitap okurdu bilgisayar oynardı ödev yapardı ve sessiz bir gün geçirirdi ama bu cumartesi bunları yapmadı ve çok eğlendi. 

Pazartesi günü okula dalmış bir şekilde yürüyorken bir şarkı mırıldanıyordu. Ardından karşısına o adam çıkmıştı sanırım kim olduğunu öğrenmeliydi bir adım yaklaşıp "kimsiniz? Nerden geldiniz?" dedi. Adam "anlamadın mı ben hayal dünyasındanım" dedi sessizce. Tatlı kız çok zor anlamış olacak ki "nerelisin?" diye tekraladı. Adam "hayaller dünyasından" dedi tekrar. Tatlı kız büyülenmiş gibi bakıyordu adama daha sonra adam zar zor bir şekilde "senin bulabileceğin ve değiştirebileceğin ha ....haya....liii...." Dedi ve tatlı kızın bir şey demesine izin vermeden hızlı adımlarla uzaklaştı. 

Elvan eve varınca olanları gizli tuttu pek önemsemiyormuş gibi olsada bu olaylar onun kafasını kurcaladı. Böyle durumlarda yaptığı ilk şey kitaba başvurmaktı bazen gün boyu kitap okuduğu bile oluyordu. Günler gelişmesiz devam etti, Zaten o adamı da o günden sonra görememişti tatli kizin aklina cesit cesit sey gelsede belki hasta olmuştur diye gecistirdi. Günler günleri kovaladı aylar ayları nihayet 15 tatil geldi Elvan ve ailesi henüz 15 tatilde ne yapacağını belirlememişti Elvan karnesini alıp eve gitti babası ve annesi evde onu bekliyordu.

Wednesday, April 1, 2015

Yalnız Adam-4

Yalnız adamın bir günü daha başlıyordu.o günü boştu kursa gitmiyordu onun için bir yürüyüşe çıkmaya karar verdi.dalgın dalgın yürürken karşısına yarı insan yarı tavşan olan bir varlık çıktı. bu varlığın tavşan kulakları insan vücudu tavşan ayakları ve insan elleri vardı.yalnız adam onu görünce ürktü ve bir ağacın arkasına saklandı.tavşansa hala yerinde bekliyor kımıldamıyordu.bir sessizlik oluştu ve sert bir rüzgar esti.yalnız adam daha fazla bekleyemeyeceğini anlayınca koşarak ve farkında olmadan bir dereye yaklaştı.yanına oturdu ve soluklandı.hala hayal görüp görmediğini anlamaya çalışıyordu.ama biryandan da böyle birşeyi gördüğünden emindi.kan ter içinde kalmıştı ondan dereye ayaklarını soktu temiz havayı içine çekti ve sakinleşti.ama birden derede gözüne parlak bir şey ilişti derinde olduğu için alamıyordu yorgundu uğraşmak istemedi.parlak cismin olduğu yerebir çubuk dikti böylece bidaki geldiğinde işareti bulup parlak cismi alabilecekti.evine doğru yol almaya başladı.daha sonra evinin önünde bir mektup gördü aldı ve açtı. çok şaşırdı acaba ne olmuştu?  

                                   DEVAM EDECEK!!!!!


Wednesday, March 11, 2015

BAZI DÜŞÜNCELER (Sakız Sardunya)







Ben bazı çocuklar gibi kitap okumayı çok seviyorum. Bazı diyorum çünkü bazı çocuklar ise kitap okumayı hiç mi hiç sevmiyor. 2. sınıftan bu yana pek çok kitap okudum. Kitapları bazenleri 1 günde bitiririm çünkü ya çok heyecanlı oluyorlar yada yapacak başka birşeyler olmuyor bazende sadece çok okumak geliyor içimden. Dün başladığım ve bugün akşam bitirdiğim ve çok ama çok sevdiğim bir kitap var adı "Sakız Sardunya". Eğer okuduysanız onun çok güzel bir kitap olduğunun farkına varmışsınızdır. İçindekileri o kadar çok beğendim ki 1 günde bitirdim. Bende böyle bir hikaye yazmak istediğime karar verdim.Tabii ki aynısı değil ama esinlenmek için bu kitabı kullandım diyebiliriz. Yalnız Adamın bölümlerine devam etmeden önce bunun türünde bir hikaye yazmaya başlıycam onun için daima çalışmam gerek. Şimdi birazcık daha kitaptan bahsedebilirim. Bir derginin arkasında Sakız Sardunya kitabını görmüştüm. Bizde internetten kitap siparişi yapacaktık bende bunu da almaya karar verdim. Geldiğinde ilk bu kitabı okudum. Kitabın içinde aynen benim gibi bir kahraman var. Hatta adının Bahar olmasını istiyor!! Bunun nedeni de ismini sevmemesi neyse başından geçenleri anlatan bu öyküyü bende farklı bir biçimde yazabileceğime eminim. Bir sonraki öyküde görüşürüz :D

Sunday, February 22, 2015

Yalnız Adam-3

Yalnız adam dükkanının önüne gelmişti. Yüzünde belirgin olmayan bir keder vardı. Nasıl olsa yıllardır bu dükkanda çalışıyordu. Evet doğru tahmin ettiniz.Yalnız adam dükkanından ayrılıyordu.Düşünürken kursta kalırsa ne gibi değişikliklerin olabileceği aklına geldi.

         



SATILIK DÜKKAN       
              ELİŞİ (kıyafet,tabak,çanak,hediyelik eşyalar,mutfak eşyaları,ev süsü vb.) satar.
 DÜKKAN ADI:yeni güneş elişi
                       AD SOYAD:Cihan Karagöz(yalnız adam)
                  ADRES:yenigün mahallesi arpa sokak no:3
                                           TEL:0222 22 33 

İlanını astı ve dükkandan ayrıldı.Kendini daha fazla üzmemek için bir lokantaya girdi.Bir dürüm istedi.Yerken internet sayfalarına girdi. Bir yemek kitabı ilgisini çekti ve onu sipariş etti. Artık yeni kariyeri için elinden geleni yapacaktı. Ertesi gün kursa gitti öğretmeni onun çok başarılı olduğundan bahsetti yalnız adamda buna çok sevindi.Ama artık yalnız olmak istemiyordu. Kursta tanıştığı Nil isminde bir kız yaklaşık 4 yıldır orada okuyordu yani yemek işini baya iyi kavramıştı.Yalnız adamı evine davet etti evinde yemek yaptığı ve bütün çalışmalarının gerçekleştiği büyük bir bölüm vardı anlaşılan bu işi çok ciddiye alıyordu. Yalnız adama da kızın evine gelince birlikte yemek yapmaya başladılar. Çok sıkı çalıştılar. Yalnız adamda bilmediği birçok kural öğrendi. İşleri bitince yalnız adam teşşekkür edip çıktı. Böylece Nil ve yalnız adam daha sık görüşmeye ve daha çok çalışma yapmaya başladılar. Yalnız adamada hem mutlu oldu hemde birçok bilgi öğrendi.


                               YAKINDA YENİ BİR BÖLÜM DAHA!!!!!!

Tuesday, January 27, 2015

Yalnız Adam-2

Yalnız adam... yalnız olduğu için kurs bakmaya başlamıştı.aradı taradı ve en sonunda istediği kursu buldu.Bu bir yemek kursuydu.Aslında yalnız adamın bununla hiç alakası yok diyeceksiniz ama o küçüklüğünde hep yemeğe ilgisi olmuştur.Tabii obur olarak veya hep yemek istediği anlamında değil.O yemek yapmayı eğlenceli buluyordu.İlk kursa başladığı gün çok mutluydu ve gözlerinden de ümitli olduğu çok belli oluyordu.Çantasını kenara bıraktı,sınıfına girdi. ilk gelenlerden olmuştu.kurs öğretmeni gelene kadar derin düşüncelere daldı. en sonunda beklenen öğretmen geldi vakit kaybetmeden kendini tanıttı öğrenilerle de tanıştı ilk günden yemek yapmaya başladı.E yalnız adamda üzülmedi bu işe hatta o gün öğrendiği yemeği evine gidince bile yaptı çok hoşuna gitmişti. Ama tüm dikkatini kursa veremezdi çünkü işide vardı nasıl olsa artık çok daha meşgul oldu yalnız adam.Ama kursa başladığından beri sanki el işi yeteneği azalıyor dükkanındaki malları eskisi kadar güzel yapamıyordu.Bir süre sonra sadece birine odaklanması gerektiğini anladı.Bunun üzerine birkaç gün gitmedi işede kursada derin düşüncelere daldı.Geleceğinin en küçük detaylarını bile önemsiyordu.Düşündü taşındı ve nihayet bir karar aldı. gerekli belgeleri alarak evinden çıktı Bakalım yalnız adam neye karar verdi?   


                                                   DEVAM EDECEK